Mondragon gittiğinden beri Galatasaray'ın kalede öyle ya da böyle sıkıntı yaşadığı aşikar. Mondi ise olacaklardan habersiz, giderken yönetime "Aykut rahatlıkla yerimi alır" demişti. Orkun'la başlayan serüvende son 6 hafta kaleye geçen Aykut, 2007/2008 şampiyonluğunun en önemli pay sahiplerinden biri olunca, "adam haklı" dedik Mondi için. Verdiği müthiş güven sonrasında gelecek sezon as kaleci olmayı garantilemişti Aykut. Her şey gayet iyi giderken, hatta Euro 2008 kadrosuna alınmadığı için Fatih Terim eleştirilirken, Steau Bükreş maçlarında yaptığı hatalar orada bir "dur" dedirtti. Yan toplara çıkıp-çıkmamaktaki tereddütleri hala daha devam eden Aykut'un, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne gidememesi nedeniyle günah keçisi olarak gösterilmesi, Galatasaray'ı bir kez daha yabancı kaleci arayışına itti.
Yönetim apar topar Sevilla'nın yedek kalecisi De Sanctis'i kiralayarak bu sorunu çözdğünü düşündü. Simovicler, Taffareller, Mondragonlar görmüş taraftarız ya, Sanctis'ten de beklentiler büyüktü tabi. Şimdilerde ne yaptığı bilinmeyen Alparslan adlı genç bir gurbetçi ile Galatasaray'a imza atan İtalyan kötü bir görüntü çizmedi ama, Mondi'den sonra o özlediğimiz takıma abilik yapan, takımı ateşleyen ve tam anlamıyla" güven veren" kaleci profiline de uyamadı. O sezon sadece UEFA'da oynadığımız Benfica maçında devleşen Sanctis, Fenerbahçe ve Kayseri maçında yediği hatalı gollerle taraftarın kendisine bir türlü güvenememesine neden oldu. Takım ligi 5. bitirirken, Sanctis'te sezon sonunda bileti kesilenler kervanına katıldı.
Geçtiğimiz sezon La Liga'nın hatrı sayılır kalecilerinden Leo Franco'yu getirdi yönetim kaleye. Arjantinli iyi bir geçmişe sahipti ama sabıkaları da vardı. Nitekim Leo da Sanctis'in performansını geçemedi. Geçtiğimiz sezon sadece UEFA'da Panathinaikos ile içerde oynadığımız maçta Cisse'nin net pozisyonlarında ve Atletico Madrid ile deplasmanda oynadığımız maçta eski takımına karşı kalesinde geçit vermeyen Franco, özellikle yan toplarda iyi pozisyon alamamasıyla eleştirildi. Rakibin kenarlardan gelen ortalara yaptığı kafa vuruşlarına çoğunlukla seyirci kalan Arjantinli'ye taraftar genel olarak sahip çıktı ama, Ali Sami Yen'deki Fenerbahçe derbisi sonrasında kıyamet koptu. Selçuk'un 40 metreden attığı etkisiz şutun kaleye girmesine sebep olan Franco'nun bileti o maçta kesildi. Hem taraftarın, hem de yönetimin kendisine cephe almasından sonra sözleşmesi fesh edildi ve Galatasaray yeniden kaleci arayışlarına başladı.
Aynı sezonda 1 milyon Euro + 3 oyuncu karşılığında Manisa'dan alınan Ufuk, tüm sezonu yedek geçirmişti. Adnan Polat'ın "yerli kaleciler ile devam edeceğiz" açıklamasından sonra genç file bekçisinin kaleyi devralmasını bekliyorduk ama Rijkaard birinci kaleci tercihini Aykut'tan yana kullandı. Aykut, Fenerbahçe derbisinin ardından Franco'dan kaleyi devralmış ve sezon sonuna kadar da o korumuştu. Takımın lige havlu atmasına karşın kaledeki canlılığıyla güven vermeyi başaran Aykut'a taraftar bir kez daha destek verdi. Ufuk'un Fenerbahçe ile oynanan hazırlık maçında dar açıdan yediği gol de bunda bir etkendi tabi.
Fakat kaleci sıkıntısı, sakatlık sorunu gibi bir türlü yakasını bırakmamakta kararlıydı Galatasaray'ın. OFK Beograd ile yapılan ilk eleme maçında, kornerde yaptığı hatalı çıkış sonucunda skorun 2-2'ye gelmesine neden olan Aykut, taraftarın tepkisini çekerek bir kez daha kafalarda soru işareti bıraktı. Rövanş maçında Rijkaard'ın güvenerek yine şans verdiği kaleci, 2-1'den sonra yaptığı önemli kurtarışlarla göz doldurdu. Takımın en iyilerinden biri olmayı başardı bu maçta. Bu durum ise taraftarın kafasının iyice karışmasına neden oldu haliyle.
Eskiden yabancı mı, yerli mi olan soru şimdi daha da geniş bir boyuta taşındı. Aykut'la mı devam edilmeli? Ufuk'a mı şans verilmeli? Başka bir yerli kaleci mi transfer edilmeli? Yoksa yeniden yabancı mı tercih edilmeli? Hatta ve hatta, "kaleci sorunumuz var mı hakikaten bizim, yoksa sabırsız mı davranıyoruz?" şeklinde daha da geniş tartışmalar dönmekte.
Orta saha ve forvet transfer önceliğimizken ve hala bu mevkilere transfer yapılmamışken kaleye transfer yapılması şimdilik zor görünüyor. Hele yabancı bir kalecinin alınma ihtimali bir hayli zayıflayacak beklenen 3 yabancı transferi yapıldıktan sonra kontenjan nedeniyle.
Bakalım zaman bize ne gösterecek... Aykutçular mı, Ufukçular mı, tarafsızlar mı, yoksa yabancı kaleci isteyenler mi bu savaşı kazacanak?
Gerçi hoş, bu soruların cevabını anca 1 Eylül günü transfer dönemi kapandığında alabileceğiz gibi görünüyor yönetimin orta saha ve forvet transferlerinde geç kalması nedeniyle ama beklemedeyiz. Nelere sabır göstermedik ki biz buna da göstermeyelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder